12 Ocak 2011 Çarşamba

(B)eklemek






Gecenin 02.00'sinde pembe duvarlara gitar eşliğinde gri notalar vururken tanıdım ben seni...
Cesurdun ve bir o kadar da dobra.
Ya da en azından ilk bakışta öyle görünüyordun.
Sesin vardı, sözlerle birleşip kalbime dolan,
Gözlerin vardı, en derinlerindeki yüreğine dek görebildiğim...
Gecenin 02.00'sinde sen vardın, bir de ben ...
                                                   Aralık 2006






        O gece hiç uyuyamadım. Sabah olup, hava aydınlanıncaya kadar O'nu izleyip, nefes alışverişini dinledim. Şuan sapıkça ve sadistçe gelen bu durum, o an çok hoşuma gitmişti. Bu toz pembe dünya benim için 2 ay boyunca devam etti, ta ki O'na gereğinden fazla değer verdiğimi anladığım güne kadar...

İmkansız Aşk : Şirin Baba ve Azman
İmkanlı Hali   : Azman tüm Şirinleri yiyecekmiş, birtek Şirin Baba hariç, onu seviyormuş. Şirin Baba da hayvanları çok seviyormuş, özellikle kedileri ...

Bu ilişkiden bir bok olmayacağı o zaman yazdığım günlükte aynen bu şekilde tarif edilmişti. Tek sorun farkedip, farketmemezlikten gelmekti.
        2006'nın 22 Aralık akşamı yatağıma uzandığımda içim hiç rahat değildi. Biryerlerde birşeyler olup bittiğini hissediyordum. İlk defa o zaman hislerime güvenmem gerektiğini farkettim. Gecenin bir yarısı üstümü giyinip çıktım evden, Taksim dolmuşlarına atlayıp Taksim'e varmam çok uzun sürmemişti. Gittiğim yer onun bana daha önce bahsettiği Gay Bar'dı. İçerde birbirini heran yatağa atma potansiyeli olan bir sürü erkeğin olduğu mekana girdiğimde ilk O'nu gördüm. Hayat zaman zaman ağır çekimde ilerler ya, işte o an benim için de aynısı geçerliydi; müzik yavaşladı, içerdeki vıcık vıcık dans eden erkek kalabalığı yavaşladı, O yavaşladı. Karşımda gördüğüm beden, gülümseme, gözler, dudaklar artık O'na ait değildi. İçerde geçen bir dakika, bana binlerceydi.
        Dolmuşa atlayıp eve dönerken boş gözlerle dolmuşun camından karlar altındaki İstanbul'a ve Marmara'nın serin sularına bakıyordum. Denizin üzerinde duran tankerlerin ışıklarını net göremiyordum. Önce yağan kar yüzünden olduğunu sandım, sonra bir erkek için ilk defa ağladığımı farkettim. Gözlerimi dolduran iki damla gözyaşı daha fazla dayanamayıp soğuk yanaklarımdan aşağı süzülürken radyoda çalan şarkıyı farkettim;
"O zaman kime tutunup kalalım ayakta,      
 O zaman ne mana var bu hayatta ..."


                                                                                                to be continued ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder