23 Şubat 2013 Cumartesi

Ginger 3 (Son)





        Ayrı geçen her gün birbirimizi biraz daha fazla özlüyorduk. Durmadan mesaj yolluyor, hal hatır soruyor ya da geleceğe dair planlar yapıyorduk. Belli ki ikimizde bir aşkın içine girmiştik ya da ben sadece öyle inandırmıştım kendimi. Ginger'la son görüşmem ilişkimizin daha en başında, 7. günde oldu.

        Cuma işten çıkar çıkmaz hemen yola koyuldum. Uzun bir yolculuğun ardından evine çok yakın bir yerden beni almak için arabayla geldi. Arabaya bindiğimde sarıldık birbirimize sıkı sıkı, kokulu öpücükler bıraktık birbirimizin boynuna. Eve gitmeden hemen önce yemek yemek için bir yerde durduk. Moralinin bozuk olduğunu, bugün beni en yakın arkadaşlarıyla tanıştırmak istediğini ama onların evine misafir geleceği için arkadaşlarıyla kavga ettiğini anlattı. Biraz sert çıkışmıştı arkadaşına. Anlattıklarından anladığım kadarıyla kalbini kırmıştı arkadaşının. Hem özür dilemek hem de beni onlarla tanıştırmak için arkadaşlarının evine gitmeyi teklif etti, ben de doğal olarak kabul ettim.

      Gay bir çiftin beraber yaşadığı, yani arkadaşlarının evine girdiğimizde ortam çok hoşuma gitti. Sevgili olabilmeyi başarmış ve bunu yıllarca devam ettirip İstanbul'da kendilerine sıfırdan bir ev yaratmış çift, tam benim gelecek hayalimdi. İlişkilerinin iç yüzeyini her ne kadar bilmesem de imrenerek baktım onlara. Sonra Ginger'ın gözlerinin içine baktım, bana gülümseyip bir öpücük kondurdu dudaklarıma. Biz muhabbete başlamışken bir gay arkadaşları daha geldi eve ve ardından iki gay arkadaşları daha. Bir anda ortam şenlendi. Yedi gay aynı salonda sadece geyik ve dedikodu yapar oldu. Gay ortamlarına karşı olan antipatim beni alttan alttan dürtse de Ginger hatrına ve O'na olan aşkıma ortama uyum sağlamaya çalıştım. Tüm akşamı orada geçirdikten sonra, gece iki gibi eve döndük.

        Eve doğru giderken aklıma takılanları içime atıp kuruntu yapmak yerine, ona söylemeye karar verdim. Arkadaşlarının evinde geçen muhabbetten ve Onun hakkında yapılan esprilerden sonra kafamda bazı soru işaretleri oluştuğunu ve Onu daha iyi tanımak istediğimi söyledim. Belli ki çok bozuldu bu söylediğime, biraz bocalamanın ardından oturup bana tüm geçmişini anlattı. Ya benim inanmak istediğim kısmıydı, ya da o bana böyle inandırmak istedi, kimbilir belki de herşey olduğu gibi net ve yalansızdı.

        Yatağa girdiğimizde iki üç soğuk öpücükten sonra uyumak istedi ve uyuduk ...

        Sabah uyandığımızda yine bana karşı son derece farklıydı. Bu farkın nedenini sorduğumda henüz ayılamadığını bahane etti. Çok fazla üstüne gitmemek için ısrar etmedim. Önümüzde koca bir Pazar günü vardı ve bu günü başbaşa geçirerek herşeyi çözebilirdik. Evden çıkarken bu akşam da arkadaşlarına gideceğimizi, orda içeceğimizi, yemek yiyeceğimizi ve evde eşya bırakmamam gerektiğini, belki eve dönmeyeceğimizi söylediğinde aramızda ilişkiye dair hiçbir şey kalmadığını farkettim.

        Evden çıkıp kahvaltı etmek için bir mekana oturduğumuzda arkadaşları da geldi yanımıza. Akşama kadar onlarla laga luga yapıp alışverişin ardından eve geçtik. Akşam evde yaklaşık 10-12 kişi olacağımızı öğrendiğimde iyice tepem atmaya başladı. İlişkimizin daha ilk haftasında başbaşa geçireceğimiz hiçbir fırsatımız olmamıştı.

        Yemek hazırlanmaya, insanlar gelmeye başladığında kalbim bir anda devreden çıktı ve sadece mantığım devreye girdi: BU ORTAMDA BENİM NE İŞİM VARDI?! Yakın arkadaşları dışında ortamdaki herkesi daha sadece bir aydır tanıyordu, arkalarından dedikodu yapmayı biliyor ama yüzlerine gülüyordu. Bu adam mıydı benim aşık olduğum adam? Aşk bu kadar mı aciz bu kadar mı ucuzdu? Aptal olduğumu düşündüm, hem de sonuna kadar. Hem aşık olduğum için hem de nefret ettiğim bir ortamda bulunduğum için. O an o ortamı, Ginger'ı ve bir düzine arkadaşını bırakıp sadece "eyvallah" diyip çıkıp gitmek için köpürüyordum. Tam o sırada telefonum çaldı. Arayan en yakın arkadaşımdı, morali bozuk, keyfi yok ve görüşmek için yalvarıyordu. Ne arkadaşımı bu halde bırakabilirdim, ne de bu ortamda daha fazla kalabilirdim.

        Durumu Ginger'a söyledim, beni arabayla metrobüse bıraktı, yanağına bir öpücük kondurdum ve o çok inandığım kutsal Aşk'a arkamı dönüp yürümeye başladım..


        Not: Bir gün sonra mesaj yollayıp konuşmamız gereken şeyler olduğunu ve bunu yüzyüze konuşmak istediğimi söyledim, en azından bu kadar saygım vardı sarfettiğim sözlere, hayallere ve aşka. Ama O'nun yokmuş...





Senden tiksiniyorum,
Senden nefret ediyorum
Çirkin bir insandın sen aslında
Senden tiksiniyorum
Seni artık hiç sevmiyorum
Aptal bir insandın sen aslında
 
Ama ellerini tuttuğumda
Güzel gözlerine baktığım için
Ki hiç güzel değil
...di aslında

Anlattığın aşk masalına
Ve dahi tüm yalanların için
Aptal olan sen değil benim aslında
 
Ve ben aslında...
 
Senden tiksiniyorum
Senden nefret ediyorum
Bencil bir insandın sen aslında
Senden tiksiniyorum
Seni artık hiç sevmiyorum
Korkak bir insandın sen aslında
 
Sana sımsıkı sarıldığımda
O güzel saçlarının kokusuna
Ki hiç güzel değil
...di aslında
 
Gitme diye bütün onurumdan
Hatta sustuğum anlar için
Korkak olan sen değil benim aslında
 
Ve ben aslında ...

2 yorum:

  1. Ginger'ın özel hayatını öğrendikten sonra devam edemeyeceği zaten belliydi..
    Ama yine de diyorum ki, bizim bütün ilişkilerimiz böyle başlayıp böyle bitmemeli :(
    Alternatif bir hayat mutlaka olmalı..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam olarak ne demek istediğini anlayamadım ama ben? özellikle ilk cümlede

      Sil